‘Tek çözüm yolu iþçi iktidarý’

Venezüella Ulusal Ýþçi Sendikasý'nýn (UNT) ulusal koordinatörü olmamýn yaný sýra, oldukça etkin olan Birleþik Taþýma Ýþçileri Konfederasyonu (UTF) baþkan yardýmcýlýðý görevini de yürütüyorum.

Kendinizi bize tanýtýr mýsýnýz? Venezüella'daki son durum nedir

Ruben L. Silva: Venezüella Ulusal Ýþçi Sendikasý'nýn (UNT) ulusal koordinatörü olmamýn yaný sýra, oldukça etkin olan Birleþik Taþýma Ýþçileri Konfederasyonu (UTF) baþkan yardýmcýlýðý görevini de yürütüyorum. Venezüella'daki iþçiler ülkedeki deðiþim sürecinde yoðun bir etkiye sahip. Ülkemizde birkaç yýl öncesine kadar etkili olan kapitalist politikalarýn yarattýðý zarar ve kaosa "dur" diyen iþçi sýnýfý, þimdi de ülkenin sosyalizme doðru yürüyüþünde etkin bir rol alýyor. ABD emperyalizminin Venezüella'yý iþgal etmesine izin vermemek için elindeki yasal silahlar ve kozlarla çaba sarfeden iþçi sýnýfý, dünya kamuoyunu da bölgedeki ABD tehdidinden haberdar etmeye çalýþýyor ve diðer ülkelerin iþçilerinden destek arýyor. Öte yandan ABD'nin saldýrgan politikalarý ile her an yüzyüze olan Venezüella iþçi sýnýfý, olasý bir askeri saldýrýda üzerine düþeni yapacak ve vatan savunmasý için göze göz, diþe diþ savaþacaktýr. ABD de dahil olmak üzere tüm emperyalistler bilmelidir ki, ülkeyi sömürgecilerin kucaðýna terketmeyeceðiz. Böyle bir durum karþýsýndaki cevabýmýz, Irak'taki direniþ kadar onurlu, ama ondan daha güçlü olacaktýr!

Venezüella iþçi sýnýfý, ülke kaynaklarýnýn ulusallaþtýrýlmasý ve kamuya aktarýlmasýnda ne gibi bir rol üstlendi?

Son dönemde Venezüella'daki sendika mücadelesinde belirgin deðiþiklikler oldu. Çalýþmalarýmýz özel ve kamu alanlarýný kýstas alarak ikiye ayrýldý. Özel sektördeki faaliyetlerimizin daha keskin ve sert olduðunu ifade etmeliyim. Örneðin bir kuruluþun patronlarý tarafýndan keyfi olarak kapanmasý söz konusu olduðunda; sendika temsilcileri, "Fabrikayý kapatýrsanýz, onu elinizden alýrýz!" diyorlar, ki böyle de oluyor. Ardýndan söz konusu þirketin yeniden açýlmasý ve güçlendirilmesi için ne yapabileceðimizi tartýþýyoruz. Sonuçta ülkedeki her fabrika, ulusal ekonomi ve istihdam açýsýndan büyük önem taþýyor. Bu yüzden de, devletin yardýmlarý ile fabrikanýn kapanmasý engelleniyor ve böylece ülke ileri atýlýmlar için kendine dayanaklar buluyor. Elbette iþ, fabrikanýn yeniden açýlmasý ile bitmiyor. Hayati önemdeki fabrikalarýn, doðru ve en yüksek verimi verebilecek þekilde yönetilebilmesi için iþçilerin iradesi devreye giriyor ve oluþturulan komiteler aracýlýðýyla üretim kapasitesi ve iþçi istihdamý artýrýlýyor. Kamuya ait iþletme ve fabrikalarda ise, devrimin ilk günlerinden bu yana iþçiler söz sahibi ve bu fabrikalar iþçiler tarafýndan yönlendiriliyor. Eðer Venezüella'daki durum anlattýðým biçimde olmasaydý Aralýk 2002 ve Þubat 2003'te iki büyük kuruluþa karþý yapýlan üretimi durduma ve sabotaj faaliyetleri engellenemezdi. Ýþçi sýnýfýnýn, petrol þirketi PDVSA ve elektrik üretim ve daðýtým þirketi CADAFE'de, kontrolü ellerinde bulundurmalarý, emperyalist destekli sabotajcýlarýn amaçlarýna ulaþmalarýný önledi. Buralarda yetkili teknisyen ve mühendisler olmamasýna raðmen iþçi iradesi, bu belanýn içinden alnýnýn akýyla çýkmayý baþardý.

Devlet Baþkaný Hugo Chavez, ülke için sosyalizmden baþka bir yol olmadýðýný, kapitalizmin yarattýðý sefalet ve felaketin ancak bu þekilde çözülebileceðini söylüyor. Bu sözleri nasýl deðerlendiriyorsunuz?

Bizim için tek yol iþçi iktidarý ve sosyalizmdir. Ayrýca bu sadece benim veya birkaç sendika yöneticisinin kiþisel görüþü deðil. Chavez'in bu açýklamalarýndan sonra UNT, iþçiler arasýnda büyük bir tartýþma baþlattý ve farklý görüþlerden herkesin söz söyleme hakký bulmasýný saðladý. Sonuçta Baþkan'ýn söylediklerinin tüm iþçilerin ortak görüþü, hatta gerçeði olduðu görüldü. Öyle ki, bu tartýþma sürecinde ülkenin sosyalist inþasýnýn nasýl gerçekleþtirilebileceði dahi tartýþýldý.

Peki, þu an Bolivarcý Devrim'in karþý karþýya olduðu tehditler nelerdir?

Bolivarcý Devrim için en büyük tehlike, karþýmýza birçok sorun çýkaran Amerikan Ýmparatorluðu. Venezüella, ABD ile iliþkilerini sadece ticari olarak sürdürmektedir ki, bu da onlarýn bizim petrolümüzü, piyasa fiyatlarýndan satýn almasýndan baþka bir anlama gelmiyor. Fakat Latin Amerika'yý "arka bahçesi" gibi gören ABD, kýtada istediði gibi at koþturuyor. Adi darbeler tezgahlýyor, kukla hükümetler kuruyor, bölgenin tüm doðal kaynaklarýný yaðmalýyor. Birkaç istisna dýþýnda Venezüella'daki doðal kaynaklar topraðýn altýnda kaldýðý sürece bizlere ait. Ancak ne zaman ki, bu kaynaklar çýkarýlýyor, o zaman ABD'ye ait oluyorlar. Ýþte kapitalist saldýrýnýn, acý sonuçlarý..!

Son olarak eklemek istediðiniz bir þey var mý?

Venezüella veya Latin Amerika'nýn herhangi bir yerinde devrimci mücadele veren herkes, Hugo Chavez'in etkin rolünü tanýyor ve onu takdir ediyor. 40 yýldýr ABD'nin burnunun ucunda direnen Küba ile birlikte Venezüella, hýzla devrime doðru koþuyor. Þu an bu mücadeleyi verenler ve ABD'ye karþý göðüs göðüse savaþanlar, belki de sosyalizmin þanlý ve onurlu günlerini göremeyecek. Fakat bu, yýllardýr binbir güçlükle ayakta kalmaya çalýþan Latin Amerika halkýnýn, zafere varýncaya deðin direnmeyeceði anlamýna gelmiyor.

(Handsoffvenezuela'dan çeviren Cihan Çelik)